INDORE, HİNDİSTAN – Indore Devi Ahilya Üniversitesi Kalkınma Çalışmaları Bahai Kürsüsü, son iki yıldan bu yana, pandeminin Hindistan’ın en savunmasız nüfusları üzerindeki sosyal ve ekonomik etkisi konusunda web üzerinden bir dizi seminer düzenlemektedir.
Bahai Kürsüsü, en son toplantısında, insanlığı doğal dünya ile daha büyük bir dengeye getirmek için toplum sistemlerinde ve kolektif anlayışta gerekli olacak dönüşümün doğasını incelemek üzere akademisyenleri ve ekonomistleri bir araya getirmiştir.
Bahai Kürsüsü Başkanı Yardımcı Doçent Doktor Arash Fazli toplantıda şöyle demiştir: “Uzun süreçte, iklim değişikliğiyle ilgili çok boyutlu ve karmaşık sorunları ele alma çabalarının, teknik çözümlerin ve hatta sorunları hafifletme stratejilerinin bile ötesine geçmesi gerekecek. Bunun yerine bu çabaların, insanlığın birliği, adalet ve dünyanın doğal kaynaklarının yönetimi prensipleri gibi iklim değişikliğini ele almanın merkezinde yer alan yeni bir dizi temel değer hakkında bilinci artırmaları gerekiyor.”
Dünya Kaynakları Enstitüsü’nden Ashwini Hingne ise, bu konudaki düşüncelerini, “Şimdiye kadar [iklim hareketi üzerine] gördüğümüz şey, konuşmanın büyük ölçüde yukarıdan aşağıya ve teknoloji merkezli olduğu idi. Görüşmeler büyük ölçüde doğru yönde ilerlemek için ekonomik vaka oluşturmaya odaklandı ve özel sektör çıkarlarının ön planda olduğu yavaş bir siyasi sürece yol açtı,” sözleriyle dile getirmiş ve konuşmasının devamında şu vurguyu yapmıştır:
“Ancak, ihtiyaç duyulan şey, yaşamlarımızın, doğamızın ve üstlendiğimiz ekonomik faaliyetlerin etkilerinin birbirine bağlı olduğunu daha anlamlı bir şekilde kabul eden ve bütünleştiren iklim eylemi söyleminde bir değişikliktir.”
Katılımcılar, iklim hareketi üzerine söylemde böyle bir değişikliği gerçekleştirmeye yönelik herhangi bir girişimin; politik, ekonomik ve sosyal yapıların altında yatan ve insanoğlunun uslanmaz bir şekilde bencil olduğu şeklindeki kökleşmiş yerleşik varsayımını ele alması gerektiğini tartışmışlardır.
Ashoka Trust Çevre ve Kalkınma Merkezi Kıdemli Üyesi Sharachchandra Lele ise, “İnsanlar hakkında bu varsayımları yapma lüksümüz yok. … İnsanların benmerkezcilikten uzak farklı bir değer sistemine sahip olabileceğine inanmak zorundayız,” demiştir.
Görüşmeler, böyle bir değer sisteminin iklim hareketine evrensel katılımı teşvik edeceğini ve ortak yarara yönelik toplu kararlar almak için insanlarda ve kurumlarda farklılıkları aşma kapasitesini göreceğini vurgulamıştır.
Dr. Fazli, semineri değerlendirirken, insanlığın karşı karşıya olduğu acil sorunları ele almak için bireyler, toplumlar ve kurumlar arasındaki meşveret ve iş birliğinin şart olduğunu vurgulayan Bahai öğretilerinden içgörüler paylaşmış ve konuşmasına,
“İster devlet kurumları aracılığıyla isterse toplumlardaki gönüllü eylemler yoluyla harekete geçirilmiş olsunlar, yerel ortamlardaki, toplumlardaki, hükümetteki, akademideki ve özel sektördeki insanlar, ulaşılabilir kilometre taşlarını ve karşılaştıkları meydan okumalara konuya özel çözümleri belirlemek için birlik içinde çalışmalıdır,” sözleriyle son noktayı koymuştur.
Bu makalenin orijinaline ulaşmak için: https://news.bahai.org/story/1591/