Bir eğitim devrimini kolaylaştırmak: Brookings Enstitüsü Bahai ilhamlı programa vurgu yapıyor

Son yirmi yılda, dünya çapındaki çocukların eğitime erişiminde kayda değer adımlar atılmıştır. Bununla birlikte, eğitim alanında yapılan araştırmalar göstermektedir ki okul eğitimindeki artış otomatik olarak öğrenmeyi artırmamıştır. Birleşmiş Milletler 250 milyon çocuğun, okula gidip gitmediği fark etmeksizin, okuyup yazamadığını ve temel matematik bilgisinden yoksun olduğunu öngörmektedir.

Bu durumu “Öğrenme Krizi” olarak ele alan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki başlıca düşünce kuruluşlarından biri olan Brookings Enstitüsü, 2015 yılında “Milyonlar Öğreniyor” adı verilen bir girişim başlattı. Bu çalışma, sadece okullara erişimin artmadığı ama aynı zamanda öğrenmenin kendisinin de ilerlediği eğitimsel reform yollarını tanımlama arayışındaydı.

Raporda yer alan programlardan biri, Bahai ilhamlı Sistema de Aprendizaje Tutorial (Öğretici Öğrenme Sistemi) yani SAT girişimidir. Kolombiya’da 1970’lerde başlayan SAT girişimi, Latin Amerika boyunca yayılıp 300.000’den fazla öğrenciye ulaşarak bir dizi hükümet tarafından resmen tanındı ve kabul edildi.

“Milyonlar Öğreniyor” raporu, yenilikçi eğitim yaklaşımlarıyla öğrenme neticelerinin arttırıldığı 14 farklı eğitim programına vurgu yapmaktadır. Araştırmanın önemli bir kriteri, bu programların boyut olarak büyütülebilir ve başka ortamlarda sürdürülebilir bir şekilde uygulanabilir olmasıydı.

Brookings Enstitüsü’ne göre SAT “eğitimin nasıl kavramsallaştırılacağını, tasarlanacağını ve verileceğini dönüşüme uğratarak eğitim devrimini kolaylaştırıyor.”

Brookings Enstitüsü vaka çalışmasının yazarı Jenny Perlman Robinson konu ile ilgili şunları söyledi: “SAT, geleneksel ortaokul ve lise modelinden tamamen farklıdır ve birçok yönü ile daha çağdaştır. Ahlak ve karakter gelişimi gibi geleneksel akademik becerilerin ötesindeki becerilere odaklanıyor ve öğrenmeyi daha geniş bir alan olarak algılıyor.”

SAT programının altında yatan tüm çaba, kendi toplumlarında gelişmeyi destekleyen ve sürdürebilen sosyal yönden duyarlı genç insan neslini besleme felsefesidir. Bu programın köy eğitimine getirdiği yenilikler, eylem ve araştırma sürecinden beslenen ahlaki bir çaba olarak öğrenmeyi yeniden tanımlamaktadır.

SAT sınıf çalışmaları ile pratik projeleri bir araya getirerek teori ve pratiği birleştirmektedir. Bu pratik projeler arasında; öğrencileri sebze yetiştiriciliği bağlamında matematik ve fen bilimlerinin öğrenilmesine teşvik etmek ve öğrencilerin, okuryazarlığı arttırma amacıyla küçük çalışma grupları başlatmak için dil yeteneklerini kullanmak gibi projeler bulunmaktadır.

SAT, kırsal toplulukların gelişmesine katkıda bulunmak için bir sivil toplum kuruluşu olan FUNDAEC (Fundación para la Aplicación y Enseñanza de las Ciencias – Bilimin Uygulanması ve Öğretimi Vakfı) tarafından geliştirilmiştir. FUNDAEC, SAT’ı orta öğretimdeki boşluğu doldurmak için bir program olarak değil, sosyal ve ekonomik kalkınmayı ilerletmek için bir strateji olarak tasarlamıştır. Bununla birlikte, bu hedefe ulaşmanın yolunun eğitim olduğu çok kısa bir sürede belirginleşmiştir.

SAT ile yaygın kabul gören diğer sınıf modelleri arasındaki öne çıkan fark “kolaylaştırıcı” kavramıdır. SAT ile çalışan öğretmenlere kolaylaştırıcı denilir ve kolaylaştırıcıların rolü, sadece bilgi vermenin ötesinde öğrenme sürecine rehberlik ve kolaylaştırıcılık yapmak olarak tanımlanır. Brookings Enstitüsü, “hiyerarşinin olmayışı, kolaylaştırıcılar ve öğrenciler arasında karşılıklı bir saygı ve güven kültürü yaratığı için önemli bir farktır” diye belirtmiştir.

Raporda ayrıca şunlardan bahsedilmiştir: “Bu ilişki öğretme-öğrenme sürecini kökten değiştiriyor. Programın ayırt ediciliği, diyaloga ve müzakereye yaptığı vurgu ile birlikte, çember içerisinde veya küçük gruplar halinde yapılan yakın öğretmen-öğrenci alıştırmalarında da kendini gösteriyor.”

Ayrıca, geleneksel eğitim modellerinden farklı olarak SAT, toplum hizmetine büyük önem vermektedir. Bayan Robinson bu konuyu şöyle açıklamıştır: “Toplum hizmeti öğretim için yalnızca ek bir iş olarak görülmüyor, aksine toplum hizmeti ana müfredatın bir parçasıdır.”

“SAT’ın çerçevesini oluşturan fikirleri başkaları ile paylaştığımızda, ‘heyecanlandım ama bu bir ütopya’ gibi cevaplar aldık,” diyen Kalifornia Berkeley Üniversitesi Profesörü ve Opening Minds, Improving Lives: Education and Women’s Empowerment in Honduras (Zihinleri Açmak, Yaşamları Geliştirmek: Honduras’ta Eğitim ve Kadınların Güçlendirilmesi) kitabının yazarı Erin Murphy-Graham sözlerine şöyle devam etti, “Ama bu bir ütopya değildir, bu gerçekten uygulanmış, test edilmiş ve mükemmelleştirilmiş bir şeydir. Bu, medeniyetin ilerlemesinde bilginin rolü etrafında çok belirgin ve çok net bir kavramsal çerçeveyi barındırabilmeyi başarmış bir eğitim programıdır ve bunu gerçekleştirmek mümkündür. Çok uzak bir gelecekten söz etmiyoruz, şu anda, sahada, Latin Amerika’nın birçok ülkesinde gerçekleşen şeylerden bahsediyoruz.”

“Sistema de Aprendizaje Tutorial: Redefining Rural Secondary Education in Latin America” (Öğretici Öğrenme Sistemi: Latin Amerika Kırsal Alandaki Ortaöğretimi Yeniden Tanımlamak) adındaki SAT programı hakkındaki vaka çalışması Christina Kwauk ve Jenny Perlman Robinson tarafından kaleme alınmış ve Temmuz 2016 tarihinde Brookings Centre for Universal Education tarafından basılmıştır. Bu dokümana aşağıdaki adresten erişilebilir:

https://www.brookings.edu/wp-content/uploads/2016/07/FINAL-SAT-Case-Study.pdf

Bu vaka çalışması hakkında daha fazla bilgi almak için, Baha’i World News Service (BWNS) Web sitesi üzerinden Dr. Murphy-Graham ile Bayan Robinson’un, SAT’ın Brookings tarafından ön plana çıkarılmaya nasıl karar verildiği, programın felsefesini çığır açıcı yapan şeyin ne olduğu ve Latin Amerika’daki toplumlar üzerinde programın etkisi hakkında konuştukları röportajı dinleyebilirsiniz.

Bu makalenin orijinaline ulaşmak için: http://news.bahai.org/story/1155/

Daha işlevsel bir kullanım deneyimi ve akıllı seçenekler sunabilmek için web sitemizde çerezlerden yararlanmaktayız. Detaylar için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.