Afrika’nın merkezinde yer alan kırsal bir köydeki bir kız ve erkek kardeş ile ilgili bir film, yapıcı toplumsal değişime ve anlamlı sohbetler canlandırmaya katkıda bulunma konusunda film kavramının gücünü göstermektedir.
May Taherzadeh tarafından yazılan ve yönetilen Mercy’s Blessing (Merhamet’in Lütfu) filmi, toplumsal adaletsizliğin ortasında sevgi ve fedakârlık arasındaki ilişkinin etkileyici ve derin bir keşfidir. Geniş çaplı övgü almış olan film 2015’ten beri, daha şimdiden on tane uluslararası film ödülü kazanmıştır.
İki kardeşin hikâyesi çevresinde dönen filmde Blessings isimli ağabey, Mercy adlı kız kardeşiyle kendini eğitim aracılığıyla yoksulluktan çekip kurtarmak istemektedir. Ailenin önündeki engeller çoğaldıkça Blessings etrafındaki adaletsizliklerin ve seçim gücünün daha fazla farkına varmaktadır.
Bayan Taherzadeh film ile ilgili yaptığı bir açıklamada şunları dile getirmektedir: “Amaç, son derece kötü durumda olan bir kişinin benliksiz bir fedakârlık yaptığını göstermekti. Bunun gibi fedakârlık yapma, cömert olma ve başkalarının refahını düşünebilme becerisi insan ruhunun gücünün bir yansımasıdır.”
Mercy’s Blessings filmi, kız çocuklarının eğitiminden çocuk yaşta evliliklerin yaygınlığına kadar birçok konuya dikkat çekmekte ve şu anda milli çaplı bir kampanyaya öncülük etmek amacıyla Malavi’deki Kız Çocukların Eğitim Programı için Birleşmiş Milletler Ortak Programının bir bölümü olarak kullanılmaktadır.
Dünyanın her yerindeki izleyiciler, filmin ele aldığı ayrıcalık, eşitlik, fedakârlık ve sorumluluk temalarıyla bağlantı kurabilmiştir.
Film festivallerinde ve 2015’te küçük mekânlarda gösterime sunulmasının yanı sıra Mercy’s Blessing filmi, Vanuatu, İrlanda, Güney Afrika, Amerika Birleşik Devletleri ve Hollanda dâhil birçok ülkede insan hakları, toplumsal adalet ve kadın erkek eşitliği hakkındaki tartışmaları ilerletmek için çeşitli girişimlerle işbirliği halinde gösterilmiştir.
Bazı kuruluşlar filmi gösterip bununla beraber, filmin uyandırdığı duygular ve sorular ve toplumsal gelişim üzerine düşünmek amacıyla bir workshop çalışması da düzenlemiştir. Filmi izleyen genç insanlar özellikle, nihayetinde daha geniş toplumsal dönüşüm gerektiren yapısal adaletsizliklerin ortasında bile bireysel seçimin ve fedakârlığın olumlu değişimi etkileyebileceği fikrinden etkilenmişlerdir.
Malavi’de büyüyen ve belgesel film yapımı konusunda eğitim almış olan May Taherzadeh her zaman, sanatı kullanarak kurgulanmış bir hikâyenin insanların kalplerine nasıl dokunabileceğini keşfetmekle ilgilenmiştir. Konuyla ilgili şöyle bir açıklamada bulunmuştur: “Bahai yazılarından bana her zaman ilham vermiş bir alıntı der ki sanat, özellikle geniş insan kitlesinde asil duyguları rasyonelleşmeye nazaran daha iyi uyandırabilir. Bir Afrika hikâyesi olmakla birlikte film, ortak insanlığımızı hatırlatan sevgi ve fedakârlık, umut ve çaresizlik gibi evrensel temalar ortaya koymaktadır. Filmin, dünyanın her yerinde, farklı koşullarda yaşayan insanlara cesaret ilham ettiğini görmek çok muhteşem.”
“Hiç kimse bulundukları yerde, sadece kendileri yüzünden bulunmazlar. Hepimiz, başka birilerinin fedakârlıkları yüzünden buradayız.”
Filmin henüz halka açık gösterimi olmasa da fragmanına aşağıdaki linkten ulaşılabilir:
Bu makalenin orijinaline ulaşmak için: http://news.bahai.org/story/1146/