Kazakistan: Gazeteciler Medyanın Toplumsal Birliği Teşvik Etmedeki Rolünü Araştırıyor

Kazakistan Bahai Toplumu Halkla İlişkiler Ofisinin ev sahipliğinde devam eden bir dizi toplantıda medyanın toplumda yapıcı bir güç olarak rolü hakkında fikir alışverişleri yapılmaktadır.

Kazakistan Bahai Toplumu Halkla İlişkiler Ofisinin ev sahipliğinde devam eden bir dizi toplantıda medyanın toplumda yapıcı bir güç olarak rolü hakkında fikir alışverişleri yapılmaktadır.

NUR-SULTAN, KAZAKİSTAN — Kazakistan’da salgın sırasında her zamankinden daha belirgin hale gelen toplumsal meydan okumalardan kaygı duyan artan sayıda gazeteci, medyanın toplumsal gelişime nasıl katkıda bulunabileceği hakkında sorularla fikir alışverişinde bulunmaya devam etmektedirler.

Bahai Toplumu Dış İlişkiler Ofisi ise artan bu ilgiye yanıt olarak, daha uyumlu bir toplum yaratma bağlamında gazeteciliğin etik ve ahlaki boyutları hakkında kapsamlı bilgi paylaşımlarını sürdürmek üzere gazetecileri bir araya getirmektedir.

Bahai Toplumu Dış İlişkiler Ofisinden Lyazzat Yangaliyeva konuyla ilgili olarak, “Toplumumuzu nasıl görüyoruz? Onu bölünmemiş bir bütün olarak görmek istiyorsak, medyanın rolünü birliğe katkıda bulunabilecek yapıcı bir güç olarak hayal edelim. Gazeteciler toplumun dönüşümüne büyük katkı sağlayabilir, ancak her insanın asaletini gören yeni bir insan doğası anlayışına ihtiyaç vardır,” şeklinde konuşmuştur.

Dış İlişkiler Ofisinin ev sahipliğini üstlendiği, gazetecilere ve diğer sosyal aktörlere yönelik çeşitli toplantıların katılımcıları.
Dış İlişkiler Ofisinin ev sahipliğini üstlendiği, gazetecilere ve diğer sosyal aktörlere yönelik çeşitli toplantıların katılımcıları.

Toplantıya katılanlar, insanın ruhani doğasını gözden kaçırma veya yok sayma eğiliminin, insanların doğru olanı duymayı ya da izlemeyi tercih etmek yerine, yayınlananların sorumluluğunu yapımcılardan ziyade izleyicilere yükleyen bir görüş olan sansasyonalizmi tercih ettiği şeklindeki yaygın görüşe nasıl yol açtığı konusunu incelemişlerdir.

Bir blog yazarı olan İlyas Nugumanov, ahlaki ilkelere dayanan habercilik ihtiyacından bahsederek üstte belirtilen yaygın görüşe karşı olduğunu şu sözlerle dile getirmiştir: “Tecrübelerime göre, birçok insanın, birleştirici fikirlere dayanan haberlere daha çok ilgi duyduğunu ve bölücü ya da duygusal hikâyelerden ziyade bu tür birleştirici içeriklere daha duyarlı olduklarını söyleyebilirim. İnsanlar, farklılıkları aşmaları ve birbirlerini sevmeleri için onlara ilham veren hikâyelere ilgi duyuyor.”

Geçtiğimiz günlerde, gazeteciliğin etik ve ahlaki boyutları hakkında gerçekleşen bir görüşme.
Geçtiğimiz günlerde, gazeteciliğin etik ve ahlaki boyutları hakkında gerçekleşen bir görüşme.

Katılımcılar ayrıca, insan doğasıyla ilgili soruların, gazetecilere kendi kişisel yaşamlarında rehberlik eden ruhani ilkelerle bağlantılı olduğuna da değinmiştir.

Bir medya yayın kuruluşu olan The Steppe’nin editörü Danel Khojaeva “Gazeteci olmak, kişinin sürekli kendini geliştirmesini, daha etik olmasını, daha nazik olmasını, ön yargılarla mücadele etmesini ve ele aldığımız kişilere ve konulara karşı daha saygılı olmasını gerektirir,” diyerek görüşlerini ifade etmiş ve “Bu, ortak insanlığımızla ilgili bir sorudur. Doğrusu, daha iyi bir gazeteci olmak, daha iyi bir insan olmak demektir,” diyerek konuşmasına son noktayı koymuştur.

Bu makalenin orijinaline ulaşmak için: https://news.bahai.org/story/1539/

Daha işlevsel bir kullanım deneyimi ve akıllı seçenekler sunabilmek için web sitemizde çerezlerden yararlanmaktayız. Detaylar için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.