SANTİAGO, Şili — 29 Nisan’da çok erken saatte, gün doğmadan hemen önce, Bahai toplumunun çeşitli kurum ve heyetlerinin 65 temsilcisi Güney Amerika Bahai Mabedi’nin üst yapısında, Mabet’in inşasında heyecan verici ve anlamlı bir olayı anmak için toplandılar – Mabet’in en tepe noktasına bir Bahai sembolünün yerleştirilmesi.
Bu özel günde, Rızvan’ın dokuzuncu günü, İsm-i Azam olarak bilinen ve “Ey Nurlular Nurlusunun Nuru” [Ya Bahau’l-Ebha] niyazının hattat sanatındaki işlemesi, Mabet’in kubbesindeki en tepe noktaya, yerden yirmi-dokuz metre yüksekliğe yerleştirildi. Nihai yerleşim noktasına doğru yükseltilirken kutsal sözleri neşeli ve saygılı bir atmosferde ezgiler eşliğinde söyleyen koronun sesleri duyulabiliyordu.
Bahai Dini’nin Velisi’nin eşi ve Tanrı’nın Emrinin Eli Amatul Baha Ruhiye Hanım, on yıllar önce Kutsal Topraklar’daki Kermil Dağı’nda yer alan Hz. Bab’ın Makamı’nın iç bölmesinden topladığı tozu içeren gümüş bir süs kutu hazırlamıştı. Mabet’in en tepe noktasındaki nihai noktasına yükseltilmeden önce İsm-i Azam’dan oluşan ahşap oyma eserin merkezine söz konusu gümüş kutu yerleştirildi ve böylece sembolik olarak Mabet’i Kutsal Topraklar’a ve Bahai İnancı’nın ruhani merkezine bağlamış oldu.
Mabet’in proje müdürü Bay Samadi, İsm-i Azam sembolünün ahşap oyma çalışmasının kendi içinde çok önemli bir süreç olduğunu açıkladı. Şili’nin yerli bir ağacı olan ‘roble pellin’den oyularak çıkartılan ahşap ile İsm-i Azam “Şilili zanaatçılar tarafından elleriyle ve sevgiyle” yapıldı.
Şili Milli Ruhani Mahfili’nin bir üyesi olan Bay Rodriguez olayın yansımasını yaparken şöyle söyledi, “Bugün, bizi İnancımızın merkezi ve özü ile birleştiren son derece ruhani bir süreci işaret eden olağanüstü bir gündü.”
Bu makalenin orijinaline ulaşmak için: http://news.bahai.org/story/1051/