Toplum liderleri için yakın zamanda düzenlenen 200. Yıldönümü anma törenleri kutlama etkinlikleri olmalarının yanı sıra, zamanımızın meydan okumaları üzerinde derin düşünme anları da yarattı.
Bazı toplumlarda liderler Bahai toplumunun bu özel dönemde topluma katkılarına duydukları şükranı dile getirdiler. Örneğin Wellington, Yeni Zelanda’da milletvekili Priyanca Radhakrishnan ülkenin Meclis Binası’nda 200. Yıldönümü kutlamasına ev sahipliği yaptı. Radhakrishnan yaptığı konuşmasında, “çocuklara sevgiyi, birliği ve iyiliği aşılamanız, gençleri değişimin yapıcı aktörleri olmaları için cesaretlendirmeniz ve milletçe yüzleştiğimiz bazı sorunlarımızla ilgili tartışmalara tüm Yeni Zelanda çapındaki katkılarınızla, Aotearoa’da yaptıklarınızın Dininizin inançlarına ve değerlerine dayandığını görebiliyorum” ifadelerine yer vermiştir.
Geçen ay Kiev, Ukrayna’da düzenlenen bir konferans ilahiyatçıları, farklı inanç topluluklarının temsilcilerini, öğrencileri ve diğerlerini dinin ortak temel değerlerinin toplumsal ilerlemeye nasıl katkıda bulunacağını keşfetmek üzere bir araya getirdi.
Ukrayna Milli Ruhani Mahfil Sekreteri ve Ukrayna Dini Dernekler Konseyi dönemsel başkanı Alla Baranova, “Bu konferansta sadece tüm dinlerdeki ortak yanları kabul etmenin ötesine nasıl geçebileceğimizi ve hep beraber barışı tesis etmek için nasıl çalışabileceğimizi araştırmak istiyoruz” ifadesini kullanmıştır.
Ukrayna Milli Bilimler Akademisi, Ukrayna Dini Araştırmalar Derneği ve ülkenin Bahai toplumu tarafından organize edilen toplantı, Hz. Bab’ın yaşamı ve öğretileri hakkında bir bölüm içerirken, O’nun ilk inananlarından biri olan Hz. Tahire’nin yaşamını da vurguladı. Kadın haklarının geliştirilmesinde simgesel bir şahsiyet olan Hz. Tahire, 19. yüzyıl İran toplumunun kadın algısında derin bir dönüşüm çağrısında bulunmuş, toplum alışkanlıkları ve tutumlarında değişikliğin savunuculuğunu yapmıştır.
Hz. Tahire’nin cesaret ve kahramanlığı Tunus’un başkenti Tunus’ta ruhani liderlerin, sivil toplum temsilcilerinin, gazetecilerin ve diğerlerinin katıldığı 200. Yıldönümü kutlamalarında gösterilen belgeselin de konusu oldu. L’Agora sinemasındaki gösterim kadın erkek eşitliği konusunda canlı meşveretleri beraberinde getirdi.
Sidney, Avustralya’da Bahai toplumu 200. Yıldönümü onuruna sosyal uyum ve kaynaşma üzerine bir konferans düzenledi. Avustralya Bahai Dış İlişkiler Ofisi’nden Ida Walker yaptığı konuşmada, “200. Yıldönümü bilgi, şefkat ve adalet ile ilgili Bahai öğretileri hakkında derin düşünmek için bir fırsattır. Bu konferans toplumdaki önyargı ve adaletsizliğin üstesinden gelmek ve kaynaşmayı beslemek için birbirimizin deneyimlerinden öğrenebileceğimiz ve birçok bireyin ve kuruluşların çabalarını ileri taşıyabileceğimiz bir ortam sağladı” ifadelerine yer vermiştir.
Pek çok ülkedeki milli düzeyde toplantılarda katılımcılar, Hz. Bahaullah’ın Müjdecisi olan Hz. Bab’ın getirdiği yenilik ruhunu ve toplumlarının yaşadığı meydan okumalara hitap eden Bahai öğretilerinin geçerliliğini tartıştılar. Çoğu kutlamanın katılımcıları, sekiz kişinin hakikat ve anlam arayışını anlatan ve Bahai öğretilerini keşfetmelerinin onlara nasıl umut verdiğini ve zamanımızın toplumsal hastalıklarının tedavisi için nasıl yol gösterdiğini ifade ettikleri Işığın Doğuşu filmini izlediler. Nur-Sultan, Kazakistan’daki anma töreninde geniş izleyici kitlesini etkileyen filmin mesajı karşısında seyircilerin çoğunun açıkça duygulandığı görülüyordu.
Diğer hükümetler de bu tarihi dönemi özel resepsiyonlarla onurlandırdılar. Avustralya Parlamentosu yıldönümünü Temsilciler Meclisi’nin oturumu sırasında ve geçen ay Parlamento Binası’nın seçkin Senato düzenlenen etkinlik ile andı. Birleşik Krallık Parlamentosu da 200. Yıldönümünü Portcullis House’da Parlamento Ortak Grubu’nun ev sahipliğinde kutladı. Malezya’nın Milli Birlik ve Sosyal Refah Bakanı Waytha Moorthy Ponnusamy 200. Yıldönümü kutlamasında Bahai toplumunun ülkeye katkılarını takdir ettiklerini beyan etmiştir.
Madrid, İspanya’da ülkenin liderleri için düzenlenen resepsiyonda İspanya Adalet Bakanlığı genel müdürlerinden Ana Gallego, “Hz. Bab’ın görevinin, fikirlerinin devrimsel nitelikte olduğu bir zamanda ve coğrafyada, kadının statüsünü yükseltmeyi; evrensel eğitimi ve din ile bilimin uyumunu desteklemeyi; önyargıların, yozlaşmanın ve fanatizmin önüne geçmeyi amaçladığını” dile getirmiştir.
Hz. Bahaullah’ın hayatının iki yılını geçirdiği Kuzey Irak’taki anma töreni Emrin bölgedeki tarihine odaklandı. 200. Yıldönümünün ve İkiz Doğum Günleri’nin önemi hakkında konuşan yerel lider Şeyh Abdu’l-Rahman Al-Nakşibendi Hz. Bahaullah’ın yüz elli yıl kadar önce Süleymaniye dağları ve çevresinde geçirdiği iki yıllık dönemi anlattı. Şeyh Al-Nakşibendi Hz. Bahaullah’ın Şahsiyeti’nin ve O’nun zamanından kalan hikâyelerin yerel halkın hafızasına kazındığını belirtmiş ve “O’nun bir görevinin olduğu, Allah’ı bildiği ve Havraman’a geldiği şeklinde Hz. Bahaullah hakkında çok şey söylendi ve söylenilmeye devam ediyor” ifadesini kullanmıştır.
Şeyh Al-Nakşibendi konuşmasının devamında Hz. Bahaullah’ın hayatına dair bilgisinin yazılı tarihe değil, O’nun hayatına dair bölge halkının kalp ve zihinlerinde canlı kalmış hikâyelere dayandığını ifade etmiş ve “Hz. Bahaullah ismini Havraman’da anacak olursanız, herkes O’nun kim olduğunu ve nelerden bahsettiğini bilecektir. Umarım öğretileri yayılmaya ve gelişmeye devam eder ve dikkatlerin çekildiği bir kaynağa dönüşür. Bu öğretiler pırlantadan bile daha değerli ve yücedir” sözleriyle konuşmasına son vermiştir.
Bu makalenin orijinaline ulaşmak için: https://news.bahai.org/story/1376/