Hz. Abdülbaha’nın birinci Lahey Levhi’ndeki barış çağrısı yüzüncü yılında anılıyor

Lahey, Hollanda – Yüzyıl önce Hz. Abdülbaha uluslararası barışa ulaşılabilmesi için gerekli olan derin toplumsal değişimleri incelediği, Birinci Lahey Levhi olarak bilinecek olan belgeyi kaleme aldı. Hollanda Bahai toplumu bu önemli olayın şerefine Salı gecesi Lahey’deki Ulusal Merkezde özel bir anma etkinliği düzenledi.

Aralarında dini liderlerin de bulunduğu katılımcılar Lahey’e yazılan Levihlerin temaları üzerinde konuştular. Hollanda Bahai toplumunun temsilcilerinden Marga Martens açıklamalarında, “Barış insanlığın can damarıdır ve Hz. Abdülbaha mektubunda ona nasıl ulaşabileceğimizi görmemize yardım ediyor. Barış kaçınılmazdır, ama dünyanın barışa erişebilmesi için sıkı çalışmamız gerekiyor.” ifadelerini kullanmıştır.

Hz. Abdülbaha Levhin açılış satırlarında Lahey’deki Devamlı Bir Barış İçin Merkezi Teşkilat İcra Komitesine şöyle hitap ediyor: “Amacınız binlerce övgüye yaraşır; çünkü insanlık dünyasına hizmet etmektesiniz, bu ise, genel asayiş ve huzuru sağlar.”

Levihte Hz. Abdülbaha barışın insan bilincinde bir dönüşümü ve her türlü önyargının ortadan kaldırılması, bilim ve dinin uyumu, kadın-erkek eşitliği ve diğerleri gibi, Hz. Bahaullah tarafından açıkça bildirilmiş temel ruhani prensiplere bağlılığı gerektirdiğini açıklamaktadır.
Levhin ilk yarısının İngilizce tercümesi 1978’de Selections from the Writings of ‘Abdu’l-Bahá (Hz. Abdülbaha’nın Yazılarından Seçmeler) kitabında basılmışsa da, çevirinin tamamı bu yılın Mayıs ayında hazırlanıp Bahai Reference Library sitesine eklendi.

Hollanda’da Jelle ve Adib de Vries’in hazırlayıp internet sitelerinde paylaştıkları fotoğraflı kronoloji Hz. Abdülbaha’nın Lahey Levihlerini çevreleyen olaylara ışık tutuyor. İnternet sitesi, İranlı iki Bahai olan Ahmad Yezdani ve Ali Muhammed İbn-i Asdak ‘ın 1915’te Hz. Abdülbaha’ya Devamlı Bir Barış İçin Merkezi Teşkilat hakkında bir mektup yazmalarının hikâyesini anlatmaktadır. Hz. Abdülbaha onları, Teşkilatı barış konusundaki Bahai öğretileri ile tanıştırmaları için teşvik etti. Teşkilat, Hz. Abdülbaha’ya 1916’da bir mektup gönderdi ancak mektup savaştan dolayı Kutsal Topraklara ulaşamadı.

Teşkilatın mektubu I. Dünya Savaşının bitmesiyle 3 yıl gecikmeli olarak Hayfa’daki Hz. Abdülbaha’nın eline geçti. Hz. Abdülbaha derhal cevap yazdı ve Bay Yezdani ve İbn-i Asdak’ı mesajını elden teslim etmeleri için gönderdi. Dr. de Vries’in araştırmasına göre, bu iki kişi Lahey’e Mayıs 1920’de ulaştıklarında Devamlı Bir Barış İçin Merkezi Teşkilatı fiilen dağılmış halde buldular.

Yine de Teşkilat Hz. Abdülbaha’nın mesajına cevap verdi ve bu, Hz. Abdülbaha’yı İkinci Lahey Levhi olarak bilinen belgeyi yazmaya sevk etti. Bu belgede Hz. Abdülbaha, “ barışa yönelik arzumuz sırf akıldan doğmamaktadır: Bu, bir dini inanç konusu ve Tanrı Emri’nin ebedi esaslarından biridir.” diye ifade etti.

Dünya barışı hedefi Bahai inancı için merkezî konumdadır. 1867 ve 1868’de Hz. Bahaullah, dünya kral ve hükümdarlarına yazdığı bir dizi olağanüstü Levihte onları farklılıklarını bir yana bırakmaya, bir müşterek güvenlik sistemini kurmaya ve silahsızlanmaya doğru ilerlemeye, adalet davasının en büyük savunucusu olmaya, yoksulların hak ve refahlarına en büyük bir özen ve dikkat göstermeye ve kalıcı barış için çalışmaya davet etti.

Hz. Abdülbaha, 1911’den 1913’e kadar süren Avrupa ve Kuzey Amerika gezisinde barışın hayati önemi konusunda kapsamlı konuşmalar yapmış ve Avrupa’nın savaşın eşiğinde olduğu uyarısında bulunmuştu.

28 Kasım 1931 tarihli mektubunda Hz. Şevki Efendi, insanlığın birliğinin “Bu ilkenin çağrısı, bütün uygar dünyanın yeniden yapılanması ve silahsızlandırılmasından başka bir şey değildir; öyle bir dünya ki yaşamının tüm esaslı yönleri … organik olarak birleşmiştir…”

Ekim 1985’te Yüce Adalet Evi dünya barışı konusunda Vaat Edilen Dünya Barışı olarak bilinen önemli bir mesajı kaleme almıştır. Adalet Evi ayrıca 2019 yılının Ocak ayında insanlığın karşı karşıya olduğu meydan okumalar konusunda bir mesaj yayınlamış ve bu mesajda “Barışın kurulması tüm insan ırkının çağrıldığı bir görevdir” diye ifade etmiştir. Aynı zamanda, “dünya birliği mümkün ve hatta kaçınılmaz olsa da … insanlığın birliğinin kayıtsız şartsız kabulü olmadan başarılama[yacağını]” da açıklamaktadır.

Adalet Evi, “Bahai ifadesiyle birlik, çeşitlilik temel kavramını içererek onu tek biçimlilikten ayırt eder. Bütün insanlara karşı sevgiyle ve daha düşük seviyedeki bağlılıkları insanlığın en yüksek yararına tabi kılmak suretiyledir ki dünya birliği gerçekleştirilebilir ve insan çeşitliliğinin sınırsız ifadeleri en üstün şekilde gerçekleşir.” diye yazar.

Bu makalenin orijinaline ulaşmak için: https://news.bahai.org/story/1378/

Daha işlevsel bir kullanım deneyimi ve akıllı seçenekler sunabilmek için web sitemizde çerezlerden yararlanmaktayız. Detaylar için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.